NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
هَنَّادٌ
عَنْ أَبِي
بَكْرٍ عَنْ
أَبِي
حُصَيْنٍ
عَنْ أَبِي
صَالِحٍ عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ
قَالَ كَانَ
النَّبِيُّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
يَعْتَكِفُ
كُلَّ
رَمَضَانَ
عَشَرَةَ
أَيَّامٍ
فَلَمَّا
كَانَ
الْعَامُ الَّذِي
قُبِضَ فِيهِ
اعْتَكَفَ
عِشْرِينَ يَوْمًا
Ebû Hureyre (r.a.)'den;
demiştir ki:
"Nebî (s.a.v.), her
ramazan on gün i'tikâfa girerdi. Vefat ettiği yıl yirmi gün i'tikâf
yaptı."
İzah:
Buharî, i'tikâf; İbn
Mâce, sıyâm; Darimî, savm; Ahmed b. Hanbel, II, 336, 355.
Bu hadis Hz.Peygamber
(s.a.v.)'in vefat ettiği yıl, yirmi gün i'tikâfta bulunduğunu göstermektedir.
Bunun sebebinin ne olacağı konusunda şu görüşler ortaya konulmuştur:
1. Cebrail (s.a.v.) her
sene Hz. Peygamberle Kur'ân-ı Kerimi bir defa okurdu. Rasûlullah vefat ettiği
sene iki defa okudu. Onun için i'tikâfı uzun sürdü.
2. Hz. Peygamber (s.a.v.)
ömrünün nihayete erdiğini bildi de ümmetine yaşlandıkça ibadetlerini
artırmaları gerektiğini vurgulamak için ibadetlerini çoğaltmak istedi.
3. Hz. Peygamber,
hanımlarının da i'tikâfa girmek üzere mescidde çadır kurduklarını görünce
Ramazan'da i'tikâftan vazgeçmiş ve Şevval ayının ilk on gününde i'tikâfa
girmişti. Vefat ettiği sene, geçmiş yılda terkettiği i'tikâfı kaza etmek için
yirmi gün i'tikâfta kalmıştır.
4. Rasûlullah (s.a.v.)
Önceki sene Mekke fethi seferi münasebetiyle i'tikâfta bulunmamıştı. Ertesi
yıl yirmi gün i'tikâfta kalmak suretiyle daha önce terk ettiği i'tikâfını kaza
etmiştir. Bu görüş Nesaî ve îbn Hıbbân'ın Übey b. Ka’b’dan rivayet ettikleri şu
habere de uygun düşmektedir: "Peygamber (s.a.v.) Ramazanın son on gününde
i'tikâf ta bulunurdu. Bir sene sefere çıkıp i'tikâfa girmedi. Ertesi sene de
yirmi gün i'tikâfta kaldı.”